Yandex Metrica
SON DAKİKA
Yeni bir Bosna Savaşı'na doğru: Türkiye her ihtimale karşı teyakkuzda

Yeni bir Bosna Savaşı'na doğru: Türkiye her ihtimale karşı teyakkuzda

Dayton Anlaşması 1995'te Bosna Savaşı'nı bitirse de ülkeyi derin bir girdabın içine soktu. Sırp ve Hırvat ayrılıkçıların Rusya-ABD desteğiyle başkaldırdığı ülke bir kez daha karışmak üzere. Ancak Boşnak Müslümanların yegâne dayanağı Türkiye, 90'lardaki o güçsüz ülke değil.

Dünya

23.01.2024, 18:14

1992-1995 yılları arasında 100 bin kişinin öldüğü Bosna Savaşı, Dayton Barış Anlaşması'yla son buldu. Anlaşma, ABD'nin Ohio eyaletindeki Dayton şehrinde bulunan Wright-Paterson Hava Üssü'nde 21 Kasım 1995'te paraf edildi. 14 Aralık 1995'te ise Paris'te bir araya gelen Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç, Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Miloseviç ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman tarafından resmen imzalandı. 

Anlaşma kanlı savaşı ve katliamları bitirdi ama ülkeye bir deli gömleği giydirilmiş olduğu sonradan anlaşıldı. Boşnak, Hırvat ve Sırpları 'ülkenin kurucu halkları' kabul eden anlaşma, devletin en üst makamı olarak Devlet Başkanlığı Konseyi kurulmasını hükme bağladı. Bu konsey Boşnak, Sırp ve Hırvat üyelerden oluşacak, konsey başkanlığı ise 8'er aylığını 3 üye arasında el değiştirecekti. 1995'ten buyana ülke bir çeşit 'eşbaşkanlık' sistemiyle yönetilirken aradan geçen sürede ülke toprakları fiilen 3 etnik bölgeye ve kantonlara ayrıldı: Bosna Hersek Federasyonu, Sırp Cumhuriyeti ve özerk yapıya sahip Brcko bölgesi. 

Bosna Federasyonu da kendi içinde 10 kantona bölündü. Kantonların her birinin kendi meclisi ve hükümetleri bulunuyor. Bu kantonların ismi şöyle: Una-Sana, Kanton 10, Posavina, Orta Bosna, Zenica-Doboj, Batı Hersek, Saraybosna, Hersek-Neretva, Tuzla ve Bosna-Podrinje. 

Ülkede kanton, entite ve devlet düzeyinde 5 başkan var (3'ü konsey üyesi). Bunların yanında 13 hükümet başkanı ve 130'dan fazla bakan bulunuyor. Tüm bunların yanında 'devlet başkanını dahi görevden alma yetkisi bulunan' yabancı yüksek temsilci de görev yapıyor. Ülke nüfusunun yüzde 55'ini Boşnak Müslümanlar, yüzde 30'unu Sırplar, yüzde 15'ini de Hırvatlar oluşturuyor. 

Kamu hizmetlerinin ağır aksak ilerlediği ve yatırımların neredeyse sıfıra yakın olduğu Bosna'da, Dayton Anlaşmasının çözüm yerine çözümsüzlük getirdiği görüşü hakim durumda. Ülke kaostan dolayı ekonomik gelişme de gösteremeyince gençler arasında işsizlik oranı yüzde 50'ye tırmandı. Bu nedenle Bosna, dışarıya yoğun miktarda göç veriyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçmişte "Yeniden gözden geçirilmeli" dediği Dayton Anlaşması, yol açtığı istikrarsızlıktan ötürü ayrılıkçı hareketlerin de güçlenmesi sonucunu doğuruyor. 2018 yılında yapılan seçimlerde Başkanlık Konseyi'nin 3 üyesi şöyle belirlendi: Milorad Dodik, Şefik Caferoviç ve Jelko Komşiç. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019'daki Bosna Hersek ziyareti sırasında Başkanlık Konseyi'nin 3 üyesiyle bir araya gelmişti.   

Ortodoks Sırpların temsilcisi 'ayrılıkçı' Milorad Dodik, Müslümanların temsilcisi Şefik Caferoviç ve Katolik Hırvatların temsilcisi Jelko Komşiç 3 yıldır ülkeyi dönüşümlü olarak yönetirken, Rusya destekli Dodik o 'beklenen' çıkışı yaptı ve "Bosna Hersek başarısız bir proje. Çözümün tek yolu bu yapının ortadan kaldırılması. Kendi ordumuzu, Sırp Cumhuriyet Ordusunu oluşturacağız. Dünyada bizi durdurabilecek hiçbir otorite yok" şeklinde sözler söyledi.

Boşnak Müslümanları bir süredir kendilerine tehdit olarak gören Sırp milliyetçisi Milorad Dodik'i, yakın dostu Hırvat milliyetçisi Dragan Çoviç'in desteklemesi dikkat çekiyor. İki lider bir süre önce yaptıkları açıklamada Sırp ve Hırvat ordularının Bosna'dan bağımsız bir yapıya kavuşturulmasını istemiş "Sıpların ve Hırvatların kendi kaderlerini tayin hakkı meşrudur" demişti. 

Bu ayrılıkçı 'savaş' söylemleri bölgeyi bir anda gererek katliamlarla dolu acı hatıraları yeniden depreştirdi. Bosna coğrafyasının 1990'lardakine benzer şekilde karışma ihtimaline karşı Türkiye teyakkuzda. ABD'nin bölgedeki Katolik Hırvatları ayrılmaya yönelik teşvik ettiği iddiaları ortada dururken, Ortodoks Sırp güçlere ise Rusya'nnı destek verdiği biliniyor. Bosnalı Müslümanların yegâne dayanak noktası ise Türkiye. Bunun bir yansıması olarak Bosna'nın kurucu lideri 'bilge kral' Aliya İzzetbegoviç'in oğlu Bakir İzetbegoviç birkaç gün önce Ankara'daydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilen eski Başkanlık Konseyi üyesi İzzetbegoviç, bölgedeki son hamlelerin yansımalarını anlattı. 

Netanyahu'nun gözünü kan bürüdü! Bebek katili Refah katliamı için tarih... Haberi Görüntüle

TÜRKİYE BOSNA HERSEK'İ YALNIZ BIRAKMAZ

1990'lardaki Bosna Savaşı sırasında iç istikrarsızlıkla boğuşan ve Aliya İzzetbegoviç'e gerektiği kadar destek veremeyen Ankara, aradan geçen 25 yılı aşkın sürede çok farklı bir kimliğe büründü. Diplomatik ve askeri güç açısından dünya çapında etkiler üretme noktasına gelen Türkiye, Balkanlar'da olası bir karışıklık durumunda Bosna'yı bu kez 'sahipsiz' bırakmayacak. Avrupa'yı Boşnak Müslümanlardan arındırmak isteyen güçlerin desteğindeki Sırplar, 1992-1995 arasındaki savaşta onbinlerce masum sivili BM askerlerinin gözleri önünde katletmişti. Bölgenin yeniden karışması durumunda, sabıkası oldukça kabarık uluslararası 'barış' gücüne güvenmek yerine Ankara'nın kendi başına inisiyatif alması bekleniyor. 


Sırpların Srebrenitsa'da Boşnakları nasıl katlettiğini gösteren görüntülerden biri. 

Habere Tepki Ver

0

0

0

0

0

0

0

0


Loading