Yahudiler krizin adını koydu: Türkiye ile İsrail arasında benzeri görülmemiş bir savaş çıkabilir

Suriye'de Esed rejiminin tarihe karışmasıyla sonuçlanan 8 Aralık 2024 devrimi sonrası İsrail'in 'Türkiye' paniği her geçen gün daha da artıyor.

Muhaliflerin şok taarruzuyla birlikte Beşar Esed'i daha fazla iktidarda tutamayan Tel Aviv, yeni Suriye'de Türkiye etkisinden duyduğu rahatsızlığı paranoya seviyesine taşıdı. 

Siyonist Benjamin Netanyahu yönetimi, sözde 'vaat edilmiş toprak' haritasına en büyük engel olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'ni görüyor. Bunun son yansıması, Yahudi basınının amiral gemisi Jerusalem Post'taki makalede açık biçimde görüldü. 

Soykırımcı Netanyahu yönetimini destekleyen gazetede yayınlanan analiz, Türkiye ile İsrail arasında daha önce benzeri görülmemiş bir savaşın yaşanabileceğini ileri sürüyor. 

"Erdoğan'ın Suriye'deki politikaları Türkiye ile İsrail'i karşı karşıya getiriyor" başlığıyla yayınlanan haberde görüşlerine yer verilen uzmanlar, Ankara ve Tel Aviv'in Suriye'de çatışan çıkarları nedeniyle her an karşı karşıya gelebileceğine dikkat çekti. 

GALATA'DAKİ YÜRÜYÜŞ İSRAİL'İ ÇOK ÜRKÜTTÜ

Jerusalem Post haberinde yazılanlar, 1 Ocak 2025'te Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) öncülüğünde yaklaşık 400 sivil toplum kuruluşunun iştirakiyle Galata Köprüsü'nde gerçekleşen Filistin eyleminden Yahudilerin son derece rahatsızlık duyduğunu ortaya koyuyor. 

'Dün Ayasofya, bugün Emevi, yarın Aksa' sloganıyla İstanbul'da düzenlenen ve on binlerce kişinin katıldığı yürüyüş İsrail basınında şu ifadelerle karşılık buldu:

"Çarşamba günü on binlerce kişi İsrail ile Hamas arasındaki yaklaşık 1,5 yıllık kanlı savaşın ardından Gazze'deki Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını ifade ederek İstanbul'da İsrail'e karşı gösteri düzenledi. 

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yıllardır Türkiye'deki İsrail karşıtı duyguların öncülüğünü yapıyor. 7 Ekim 2023'te Hamas'ın sürpriz saldırısıyla başlayan savaş çok sayıda cepheyi içeren ve Ortadoğu'nun jeopolitik manzarasını değiştiren daha büyük bir bölgesel savaşa dönüştü. 

Hamas ile yaşanan önceki çatışmalarda Türkiye İsrail ile ters düşmüştü ancak bu sefer durum daha farklı. İsrail ile Türkiye arasındaki çalkantılı ilişkiler, Suriye'deki gelişmeler sonrası iki ülkenin doğrudan silahlı çatışma aşamasına gelmesiyle birlikte daha keskin bir türbülasa doğru gidiyor."

TÜRKİYE İLE ÇATIŞSAK BİLE ORADAN (SURİYE GÜNEYİNDEN) ÇEKİLMEYİZ

Begin-Sadat Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde 'Türkiye uzmanı' olarak görev yapan Prof. Efrat Aviv, Jerusalem Post'a şu yorumu yaptı:

"İsrail ile Türkiye arasında gelecekte bir askerî çatışma olasılığı var. Bu, bölgede yakın zamanda tanık olunan tüm olaylar gibi, benzeri görülmemiş bir durum. Türkiye, Suriye'deki çıkarları konusunda çok kararlı ve Erdoğan oradaki etkisini pekiştirmek istiyor. Oradaki yeni hükümetin kendi sponsorluğunda olmasını hedefliyor. 

Bu, Suriye toplumunun Türkiye yanlısı olması için Kürt (PKK/YPG) bölgeleri de dahil olmak üzere büyük yatırımları içeriyor. Türkiye, Kürt bağımsızlık isteklerini tamamen bastırmak istiyor. 

İsrail, Türkiye ile bir çatışma pahasına bile olsa İran'ın kuzey sınırlarında (Suriye güneyinde) olmasına izin vermez. İsrail'den güçlerini oradan çekmesi de talep edilemez, çünkü İsrail'in çıkarlarını koruması gerekir.

Erdoğan iktidarda olduğu sürece ilişkilerde iyi bir şey olmayacak ve durum daha da kötüye gidecek. Onun yerine İsrail'e karşı daha az eleştirel bir rejim geçse bile İsrail'e yönelik eleştirilerin azalması yine de zaman alacak. Türkiye toplumunun İsrail'e yönelik zehirli görüşlerini değiştirmesi uzun sürebilir çünkü Türkiye'deki İsrail ve Siyonizm karşıtı duygu çok güçlü."

BÖYLE BİR GELİŞME ŞOK ETKİSİ YARATIR

Jerusalem Post analizi daha sonra şu yorumla bitiriyor: 

"Türkiye ile İsrail arasında askerî bir çatışma, kasıtlı olsun ya da olmasın, benzeri görülmemiş bir durum olurdu. Hâlâ bir savaşın ortasında olan ve Hamas'ın şok edici sınır saldırısının travmasını yaşayan İsrail, diğer sınırlarda benzer bir sürpriz olasılığına karşı daha az hoşgörülü hale geldi. 

Böyle bir gelişmenin bölgede şok etkisi yaratacağı düşünülebilir ancak bu olasılığın gözardı edilmemesi gerekir."