Bloomberg’in haberine göre, Türkiye, Batılı müttefiklerinin ötesine bakarak gelişmekte olan piyasa ülkeleri grubuna katılmayı resmi olarak talep etti diyerek Türkiye'nin BRICS'e katıldığını duyuran Newsweek habere şöyle devam etti;
"Türk Dışişleri Bakanlığı’nın yorum yapmadığı başvurunun, Türkiye'nin Batı ve Avrupa Birliği ile ilgili “birikmiş hayal kırıklıklarından” kaynaklandığı ifade ediliyor. İstanbul merkezli düşünce kuruluşu EDAM’ın başkanı Sinan Ülgen, bu hareketin Ankara’nın Batı'nın yerini alma stratejisi değil, ABD hegemonyasının azalmasıyla Batı dışı güçlerle ilişkileri güçlendirme stratejisi olduğunu belirtti.
Son dakika... Tel Aviv'de peş peşe patlamalar: Demir Kubbe engelleyemiyorTÜRKİYE'NİN BRICS HAMLESİ
BRICS, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın oluşturduğu bir ekonomik blok olarak, ABD liderliğindeki G7 grubuna alternatif olarak görülüyor. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Etiyopya ve Mısır gibi ülkeler de bu yıl BRICS’e katıldı."
Analizine devam eden ABD medyası, "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminin, “jeopolitik ağırlık merkezinin” gelişmiş ekonomilerden uzaklaştığı görüşünde olduğu belirtiliyor. Bu adımın, Ankara'nın NATO'nun kilit bir üyesi olarak yükümlülüklerini yerine getirirken “çok kutuplu bir dünyada tüm taraflarla bağları geliştirme” amacını taşıdığı ifade ediliyor.
ABD’de ölü sayısı artıyor! Helene kasırgası sonrası sayı gün geçtikçe...BATI HAYAL KIRIKLIĞI UĞRATTI
Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği çabalarının sekteye uğraması nedeniyle yaşanan hayal kırıklığının, bu başvurunun itici gücü olduğu belirtiliyor. Ayrıca, Türkiye’nin Batı ve Avrupa Birliği ile yaşadığı hayal kırıklıkları ve ABD ile ikili ilişkilerdeki sorunlar da bu yönelimi desteklemiş olabilir." ifadelerini kullandı.
Sinan Ülgen, BRICS’in bir güvenlik bileşeni olmadığı için Türkiye’nin BRICS üyeliğinin NATO’daki rolünü etkilemeyeceğini ve bunun daha çok ekonomik bir örgüt olduğunu söyledi diyen ABD basını, "Türkiye’nin BRICS’e katılma yönündeki diplomatik çabası, Putin’in Ukrayna işgali nedeniyle yaşanan diğer NATO üyeleriyle anlaşmazlıklar arasında geliyor." ifadelerini kullandı.
Newsweek gazetesi son olarak, "Haziran ayında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Çin’i ziyaret ederek Çinli yetkililerle görüşmelerde bulunmuştu. Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, Türkiye’nin BRICS üyeliğinin 22-24 Ekim tarihlerinde Rusya’nın Kazan kentinde yapılacak zirvede görüşüleceğini belirtti." dedi.
Yunanistan Lozan'ı yok sayıyor! Batı Trakya Türkleri, Yunan devletinin dayattığı..."TÜRKİYE BATI VE AVRUPA'NIN REHİNESİ DEĞİL"
Türkiye'nin BRICS adımını değerlendiren TRhaber Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül sosyal medya hesabından "Türkiye, ABD ve Avrupa'nin rehinesi değildir." başlıklı bir analiz yayımladı.
Batı şuan Türkiye'de can çekişmektedir diyerek analizine devam eden Karagül şu değerlendirmelerde bulundu;
"1- İlk kez bir NATO ülkesi BRICS’e üye olmak için başvurdu. İddialar, üyelik teklifinin BRICS tarafından geldiği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da kabul ettiği yönünde.
2- Teklif nereden gelirse gelsin, Türkiye’nin BRICS üyelik başvurusu, gerçekleşirse, Doğu-Batı yeni güç denkleminde derin etkilere yol açacaktır.
3- Çünkü; Türkiye ne tarafa ağırlık verirse, dünyanın ağırlık merkezi o tarafa kayacaktır.
4- Türkiye’nin Afrika’dan Orta ve Güney Asya’ya uzanan ortaklıkları ve güçlü etkisi, yeni küresel düzen inşasının en kritik pazarlık konularından biri haline gelmiştir.
5- İçerideki zihinsel karartmaların sizi oyalamasına bakmayın, oluşturulan sisin arkasına görmeye çalışın. Olağanüstü gelişmeler oluyor.
6- Şu an Batı, Türkiye’de can çekişiyor. Bu yüzden de, her siyasi ve ekonomik çevreden her yapıyı amansız bir şekilde içeriden saldırıya yöneltiyor. Ama başarılı olamıyor.
7- On yıllarca Avrupa Birliği kapısında bekletilip küçük düşürülen NATO’nun en güçlü ülkelerinden Türkiye; Dünyanın ağırlık merkezinin Batı’dan uzaklaştığını gördü. Küresel güç haritasının nasıl yeniden şekillendiğini gördü.
8- Yeryüzünün kaynak ülkelerinin kararlı bir şekilde Batı sistemi dışını çıktığını, hatta Batı’yı ülkelerinden çıkardıklarını gördü.
9- Sadece askeri gücün Batılı dünya düzenini ayakta tutmasının mümkün olmadığını, diplomatik güçlerinin, siyasi kredilerinin artık bittiğini gördü.
10- Doğu ile Batı arasında teknoloji açığının kapandığını, sermaye açığının kapandığını, Batılı küresel sisteme yönelik sorgulama ve değişim taleplerinin geri dönülmez noktaya ulaştığını, Batılı tekelinin kırıldığını gördü.
11- Türkiye, 18 Şubat 1952'de Sovyet tehditleri nedeniyle NATO’ya katıldı. Şuan, bütün sınırlarından, coğrafyanın tamamından Türkiye’ye yönelen tehditlerin hepsi NATO ülkelerinden, Türkiye’nin Batılı müttefiklerinden geliyor. 1952’den çok daha büyük bir tehdit ve kuşatma hali söz konusu. Öyleyse Türkiye bir kez daha ölümcül kararlar vermek zorunda kalacaktır.
12- Özellikle Gazze’deki soykırım ve ABD/İsrail/İngiltere ile birlikte AB merkez güçlerinin bölgesel harita çalışmaları Türkiye için bir varoluş meselesi haline geldi. Bu ülke hiçbir zaman yüz yıl öncesini unutmadı, unutmayacaktır.
13- BRICS bir ekonomik ve siyasi bir blok. Askeri niteliği yok. Türkiye de bunu Batı’ya karşı olmak için yapmıyor. Ama Türkiye yeryüzünün, Doğu-Batı büyük cephesinin tam merkezinde. Öyleyse yeni küresel güç haritasına göre kendi oyununu oynayacaktır ve oynuyor.
14- 29 Temmuz 2018’de şunları yazmıştım: “Türkiye, BRICS’e tam ortak olmalıdır. Buna rezerv koyanlar, dikkat edin, Batı’nın cümlelerini kullanmakta, onlar adına Türkiye’yi sınırlamak istemekte ve genelde bir gizli ajanda izlemektedir."
15- "Türkiye’nin Türkiye ile sınırlı olmadığını, bir coğrafya olduğunu BRICS ülkeleri de Atlantik çevresi de çok iyi bilmektedir. Kim ne derse desin kim ne kadar eski cümlelerle konuşursa konuşsun, dünyanın bütün iklimlerine açılacak bir Türkiye’yi durdurmak mümkün değildir."
16- "Tek yanlı bağımlılık içeren ittifaklar ve sadece AB’ye uyarlanmış gelecek hesapları Türkiye’nin gözünü kör edecektir. Belki de bin yıl sonra ilk kez; Batı’yla birlikte Doğu’ya ve dünyanın geri kalanına da bakmak, Türkiye’nin gelecek inşası için hayati bir tercih olacaktır.”
17- ABD ve Avrupa, Türkiye'nin önünde diz çökmediği müddetçe, bu gidişat değişmeyecektir. O diz çökmenin de nasıl bir şey olacağını pekala biliyoruz. Yüz yıl önce yaşadıklarımız asla unutulmamalı!
18- Türkiye ABD ve Avrupa'nın rehinesi değildir ve bir daha asla olmayacaktır!"
Yorum Yaz