Trump’a şok dava! VOA’nın kapatılması "Basın özgürlüğüne saldırı" olarak nitelendirildi

ABD Başkanı Donald Trump, ülkenin köklü haber kuruluşlarından Voice of America’yı (VOA) kapatma kararı nedeniyle mahkemelik oldu. Basın özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle açılan dava, Washington’da büyük yankı uyandırdı. Gazeteciler, sendikalar ve uluslararası basın özgürlüğü örgütleri Trump yönetimine karşı birleşti.
Amerikalı gazeteciler, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) ve çeşitli medya sendikaları, Trump yönetiminin Voice of America’yı kapatma kararına karşı New York Federal Mahkemesi’nde dava açtı. Dava dilekçesinde bu kararın ABD Anayasası'nın Birinci Ek Maddesi'ni, yani basın özgürlüğü hakkını ihlal ettiği belirtildi.
KÖKLÜ BİR KURUM HEDEFTE
İkinci Dünya Savaşı döneminde kurulan ve özellikle otoriter rejimlerin etkisinde kalan ülkelerde tarafsız habercilik yapan Voice of America, yıllardır ABD Kongresi’nin finansal desteğiyle yayın hayatını sürdürüyor. Ancak Trump, bu kurumu “vergi mükelleflerine yük” olarak tanımlayarak kapatma talimatı verdi.
Trump’ın yakın çevresinden, Arizona’dan temsilcisi ve başarısız vali adayı Kari Lake de bu karara destek verdi. Lake, Newsmax televizyonuna yaptığı açıklamada, “VOA çürümüş bir balık gibi. Baştan sona temizlenmeli,” diyerek tartışmalı ifadeler kullandı.
''ELEKTRİKLİ TESTEREYLE KESER GİBİ''
Davada kullanılan ifadeler dikkat çekici: Dilekçede Trump yönetiminin VOA’yı adeta “elektrikli testereyle keser gibi” ortadan kaldırdığı ifade edildi. Bu hamlenin sadece ABD içinde değil, küresel ölçekte tarafsız haberciliğe ağır darbe vurduğu belirtilerek, VOA’nın yeniden açılması ve gazetecilerin yasal haklarının korunması talep edildi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü İcra Direktörü Clayton Weimers ise şu ifadeleri kullandı:
"Bu sadece Amerika için değil, dünya genelindeki basın özgürlüğü için kara bir gündür. VOA’nın sesi, baskıcı rejimlerde gerçeği öğrenmek isteyen milyonlar için hayati bir kaynaktı."
ABD'DE VE DÜNYADA TEPKİ BÜYÜYOR
Davanın açılmasının ardından hem ABD kamuoyunda hem de uluslararası çevrelerde büyük tepki oluştu. İnsan hakları savunucuları, akademisyenler ve gazeteciler, Trump yönetiminin bu adımını “otoriterliğe atılmış bir adım” olarak nitelendirdi.
