Rejim askerleri kaçıyor, M5 karayolunu kesip Halep'e girdiler: Suriyeli muhaliflerin operasyonunda son durum

Heyet Tahrir Şam ve Suriye Millî Ordusu'nun (SMO) 27 Kasım 2024 tarihinde başlattığı ortak operasyonda ardı ardına zaferler yaşanıyor. Muhalifler 28 Kasım günü öğle saatleri itibariyle Halep'in batı kapısına ulaştı. Daha güneyde Şam ve Lazkiye'ye giden M5 karayolunun kavşak noktası olan stratejik Serakib kasabasında da kontrol sağlanmak üzere.  

Gece saatlerinde M5 karayolunu kesen SMO güçlerine Rus uçakları saldırılarda bulundu. Ancak sınırlı bombardıman, mücahidleri taarruzdan vazgeçirmedi. Halep Askerî Operasyon Odası, kentin batısındaki Basratun, Şeyh Ali köyleriyle İdlib doğusunda bulunan Dadih ve Mardih köylerinin de ele geçirildiğini duyurdu. 

Rejim unsurları ve onları destekleyenler stratejik Serakib kasabasını terk ediyor. 27 Kasım 2024 günü başlayan operasyonlarda ilk gün muhaliflerin ele geçirdiği yerleşim yeri sayısı 30'u aştı. 

Muhalif gruplar Halep banliyösü Han el-Asel'i ele geçirerek şehre girdi. Han el-Asel, kentin üç ana giriş noktasından biri olarak biliniyor. Kasaba aynı zamanda rejim güçlerinin M5 karayolu üzerindeki ana ikmal hattında yer alıyor.

Suriyeli mücahidlerin Halep kentine girmesiyle birlikte burada akşam saatlerinden itibaren yoğun çatışmalar yaşanması bekleniyor. 

PKK'LI TERÖRİSTLER YARDIMA KOŞUYOR

Halep'e ulaşan Suriyeli muhalifler, İranlı milislerin konuşlandığı Anadan kasabasını da ele geçirmek üzere harekete geçti. Burada Hizbullah üyeleriyle çok sayıda İranlı milisin bulunduğu kaydediliyor. 

Öte yandan SMO'nun Halep'i kuşatma hazırlığını gören ABD destekli terör örgütü PKK/YPG, kent kuzeyinde rejim ve İranlılarla birlikte tahkimat yaptıkları Tel Rıfat'a militan sevk etmeye başladı. 

Rejime destek vermek üzere bölgeye gönderilen PKK'lılara ait konvoyların bu eyleme devam etmesi halinde Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait SİHA'lar tarafından vurulması bekleniyor. 

TÜRKİYE OPERASYONLARA DESTEK VERİYOR MU?

Suriyeli muhaliflerin İdlib doğusu ve Halep'e yönelik gerçekleştirdiği operasyonlara Türkiye'nin destek verip vermediği sorusunun cevabı açıklık kazandı. 

Güvenlik kaynakları, şimdiye dek rejim ve İran destekli milislerin İdlib'e yönelik saldırılarına karşı muhaliflerin pek çok kez harekete geçmek istediğini, gerginliğin tırmanmaması için Ankara'nın buna engel olduğunu fakat taciz ve tecavüzlerin artış göstermesi üzerine sınırlı bir operasyonda mutabık kalındığını aktardı. 

Kaynaklar, operasyonların İdlib'in tamamını ele geçirme amacındaki Suriye rejiminin püskürtülmesi amacıyla başlatıldığını kaydetti. Ancak sınırlı bir bölge için başlatılan harekât, rejim ve destekçisi unsurların bölgeyi hızla terk etmesiyle bir anda genişledi. 

Son dönemde İdlib'e yönelik rejim kaynaklı saldırılarda 30'dan fazla kişinin hayatını kaybettiğini, 100'ün üzerinde sivilin de yaralandığını hatırlatan güvenlik kaynakları, son olarak bir Kur'an kursuna düzenlenen saldırıda 3 çocuğun hayatını kaybettiğine, bir kısmı ağır olmak üzere onlarca çocuğun da yaralandığına dikkat çekiyor. 

Halep istikametine ilerleyen muhaliflerin öncelikli amacının 2019-2020 yıllarında üzerinde uzlaşılmış İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesinin (IGAB) dış sınırlarını ele geçirmek olduğu belirtiliyor. 

Türkiye, İran ve Rusya arasında imzalanan anlaşmalar sonrasında gerek rejim gerekse de İran destekli grupların saldırıları, muhaliflerin gerilemesine ve bu haritanın değişmesine yol açmıştı.