Plan sekteye uğradı: Kuzeyde PKK, güneyde Dürzi devleti kurulacak ve Esed Şam'da kalacaktı! İstihbaratçılar İngiliz medyasına konuştu

Londra merkezli Middle East Eye sitesinin kurucusu ünlü İngiliz gazeteci David Hearst, güvenlik kaynaklarından aldığı bilgilerle Suriye'deki son gelişmelerin perde arkasını ortaya koydu. Esed'i BAE desteğiyle Şam'da tutmaya kararlı olan İsrail, muhalifler ilerlerken son dakika hamlesiyle rejim başbakanına bir teklif iletti. Ancak hem ülkenin 3'e bölünme planı hem de Esed'i kurtarmak için yapılan teklif ters tepti.

Suriye'de Beşar Esed ve Baas rejiminin iktidarda kalmasını isteyen İsrail, son dönemde bu ülkeyi 3 parçaya bölerek etki alanını genişletmeyi planlıyordu. 

Birleşik Arap Emirlikleri desteğiyle Şam rejiminin ayakta kalmasını, bu esnada kuzeyde PKK/YPG, güneyde ise Dürzilerden oluşan uydu devletçikler oluşturmayı tasarlayan soykırımcı siyonistler, Esed rejiminin çökmesiyle birlikte planlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kaldı. 

Benjamin Netanyahu yönetiminin hedeflerine ilişkin çarpıcı itiraf bu kez İngiliz medyasından geldi. Londra merkezli Middle East Eye (MEE) adlı yayın organına konuşan güvenlik kaynakları, muhaliflerin taarruzunun İsrail'in Suriye'yi 3'e bölme planını sekteye uğrattığına dikkat çekiyor. 

Kıdemli İngiliz gazeteci David Hearst, "İsrail'in Suriye'yi bölme planı Esed'in devrilmesiyle nasıl engellendi?" başlıklı yazısında istihbaratçılardan edindiği bilgileri aktardı. İşte o yazıdan çarpıcı ifadeler...

Güvenlik kaynaklarına göre Beşar Esed hükümetinin devrilmesi, İsrail'in İran ve Hizbullah ile ilişkilerini kesmek amacıyla Suriye'yi 3'e bölme planını engelledi. 

İsrail kuzeydoğuda Kürtlerle (PKK/YPG), güneyde ise Dürzilerle askerî ve stratejik bağlar kurmayı planlıyordu. Bu sayede Esed, Şam'da Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) finansmanı ve kontrolü altında kalacaktı. 

Bu plan aynı zamanda Türkiye'nin Suriye'deki etkisinin İdlib ve kuzeybatı ile sınırlı kalmasına hizmet edecekti. Bu bölge, Esed'in devrilmesine yol açan anî saldırılarıyla Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ve Türkiye destekli isyancı grupların kalesiydi. 

Plan, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar'ın bir ay önce yaptığı bir konuşmada imâ edilmişti. Saar, İsrail'in Suriye ve Lübnan'daki Kürtler ve Dürzilere ulaşması gerektiğini, dikkate alınması gereken 'siyasi ve güvenlik yönleri olduğunu' söylemişti. 

Saar, "Gelişmelere bu bağlamda bakmalı ve her zaman azınlık olacağımız bir bölgede diğer azınlıklarla doğal ittifaklar kurabileceğimizi anlamalıyız" demişti. 

Ancak Esed'e bağlı güçlerin Humus ve Hama'da dağılması ve Şam yolunun açılmasıyla plan sekteye uğradı. Muhalifler o zamana kadar cephe hatlarını yıkıp Suriye'nin en büyük şehri Halep'i savaşmadan ele geçirmiş ve ülkede 13 yıldır süren iç savaştaki güç dengelerini değiştirmişti. 

REJİM BAŞBAKANI'NA OTELDE SON DAKİKA TEKLİFİ 

Suriye Başbakanı Muhammed Gazi el-Celalî, 8 Aralık Pazar günü erken saatlerde yayınladığı bir vidyoda, iktidarı barışçıl bir şekilde devretmeye hazır olduğunu söyledi. 

HTŞ lideri Ahmed eş-Şara (Colani), geçiş süreci tamamlanana kadar Muhammed Gazi el-Celali'yi iktidarda tutacaklarını bildirdi. Güvenlik kaynaklarına göre HTŞ başkente yaklaşırken Suriye'deki BAE ve Ürdün büyükelçileri, buna engel olmak için girişimlerde bulunuyordu. 

Ürdün, güneydeki Özgür Suriye Ordusu ve müttefik grupların HTŞ'den önce Şam'a ulaşmasını teşvik etti. 

Güvenlik kaynakları Middle East Eye'a "Colani (Ahmet eş-Şara) gelmeden önce iki büyükelçi, (ABD-İsrail kontrolündeki) Özgür Suriye Ordusu'nun Suriye Başbakanı'nı evinden alıp Four Seasons Oteli'ne götürmelerini sağladı. Burada devlet kurumlarının resmî olarak güneydeki silahlı gruplara devredilmesi görüşüldü" dedi. 

Rejimin son başbakanı Muhammed Gazi el-Celalî

Başbakan Celali, Suriye hükümetiyle daha önce uzlaşmış eski isyancılardan oluşan Beşinci Kolordu'ya bağlı, güney Suriye'deki Havran bölgesinden gelen askerlerce otele götürülürken görüntülendi. 

Celali o sırada HTŞ lideri Colani'yi aradı. Colani ona 'Bunu yapma' dedi ve Celali bu tavsiyeye uydu. 

İSRAİL GİDİŞATA ENGEL OLAMAYACAĞINI ANLADIĞINDA...

İsrail, HTŞ'nin ülkeyi ele geçirmesini engelleyemeyeceğini anlayınca Suriye'nin askeri varlıklarını yok etmeye başladı; Lazkiye'deki filoyu batırdı ve Lübnan sınırına yakın Suriye'nin en yüksek dağı olan Hermon Dağı ile işgal altındaki Golan Tepeleri'nde ilerledi. 

Bir kaynak, "Bu silahlar Esed döneminde güvendeydi. İsrail onu kontrol altında tutmak için bu kadar yatırım yaptı. Ancak isyancıların elinde bunlar güvenli değillerdi" dedi. 

Hem Ürdün hem de BAE'deki yetkililer, Suriye'de İslamcıların liderliğinde bir hükümetin kurulması ihtimali konusunda endişelerini dile getirdiler. 

2011 yılında Arap Baharı devrimlerinin patlak vermesinden buyana BAE'liler, Mısır, Libya, Tunus ve Yemen'de anti-demokratik karşı-devrimci çabaların ön saflarında yer aldı. 

İsrail hükümetinin Suriye'yi bölme planı, geçen ayın sonunda kabul edilen Lübnan'daki Hizbullah ile ateşkesin yolda olduğu bilgisiyle haftalardır şekilleniyordu.

BAE Başkanı Muhammed bin Zayed, İsrail'deki Dürzi topluluğuyla temaslarını artırdı. 7 Aralık'ta Abu Dabi'de İsrail'deki Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Muvafak Tarif ile bir araya geldi.

Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Muvafak Tarif ve BAE Prensi Muhammed bin Zayed

Bir hafta önce ABD ve BAE, Esed'den İran'la ilişkileri kesmesini ve İran'ın Suriye üzerinden Hizbullah'a ikmal yaptığı silahların geçiş yollarını kapatmasını istemiş, bunun karşılığında yaptırımların kaldırılması ihtimalini bir kaldıraç olarak kullanmıştı. 

ESED BAE'NİN GELMESİNİ SON SAATE KADAR BEKLEDİ

Esed iktidarının son anlarına ilişkin ayrıntıların bir kısmı, Hizbullah'a yakın El Ekber gazetesinin editörü İbrahim el-Emin tarafından doğrulanmış görünüyor. Emin, Esed'in BAE'lilerin kendisini kurtarmaya geleceğine inandığını, bu nedenle Şam'dan ayrılmadan önce son saatlere kadar beklediğini yazdı. 

Emin şu ifadeleri kullanmıştı:

"Şam'dan ayrılmadan önceki son saatlere kadar onunla birlikte kalan Esed'in ortaklarından biri, muhalif grupların ilerleyişinin durması için Beşar'ın 'büyük bir olay beklediğini' söylüyor. Beşar, Arap ülkeleri ve uluslararası toplumun İslamcıların Suriye yönetimini ele geçirmesinden ziyade kendisinin iktidarda kalmasını tercih edeceğine inanıyordu."

Esed, Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Katar'da bir konferansa katılan Rus ve İranlı mevkidaşları Sergey Lavrov ve Abbas Irakçi'yi müdahale etmemeye ikna etmesinin ardından oyunun bittiğini anladı. 

İbrahim el-Emin, "Ruslar ve İranlılar Beşar Esed'e savaşın merkezinde olmayacaklarını bildirdikleri anda adam yenilginin geldiğini anladı" diye yazdı. 

NETANYAHU İÇİN TEHDİT DAHA DA BÜYÜYOR 

İsrail'in Suriye'ye yönelik planları, mevcut olaylar yaşanmadan çok önce Ankara'da alarm zillerinin çalmasına neden olmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eylül ayında parlamentoda yaptığı konuşmada, İsrail'in Anadolu'nun bazı bölgelerini hedef alabilecek yayılmacı emelleri olduğunu söylemişti.

"İsrail'in dini fanatizmle yönlendirilen yayılmacı gündemi Gazze'de durmuyor. Bir sonraki hedefleri vatanımız olabilir" dedi Erdoğan.

Güvenlik kaynakları, Ahmed eş-Şara'nın Golan Tepeleri'nin ötesindeki Suriye topraklarının İsrail tarafından işgali konusunu ele almasının yalnızca zaman meselesi olduğundan eminler. 

Golan Tepeleri uluslararası alanda Suriye'nin bir parçası olarak kabul ediliyor ancak 1967'den bu yana İsrail tarafından işgal edilmiş ve daha sonra ilhak edilmiş durumda.

HTŞ lideri Ahmed eş-Şara 'Colani'

İsrail güçleri Golan Tepeleri'ni işgal ettiğinde yaklaşık 130 bin Suriyeli evlerinden kovuldu. Topluluklarının o zamandan beri 800 bini aştığı Şam'ın dış mahallelerine yerleştiler. Colani'nin ailesi de onlardan biriydi.

"İsrail güçlerinin 1967'de işgal ettiği ve daha sonra geri verdiği Sina'nın aksine, İsrail Golan Tepeleri'ni ilhak etti. Bu barış için bir yol olmadığı anlamına geliyor, çünkü hiçbir Suriyeli iddiasından vazgeçmez" dedi bir güvenlik kaynağı. Sonra şunu ekledi:

"Netanyahu, Suriye'de İran direniş ekseni zincirini kırarak kazandığına inanmamızı istese de gerçek şu ki, merkezinde Türkiye ve Sünni İslamcı liderliğin olduğu yeni Suriye'nin olduğu yeni bir eksen hızla şekilleniyor. Bu durum, İsrail'in daha geniş Sünni dünyayla çatışmaya girmesiyle birlikte, İsrail'in karşı karşıya kaldığı zorlukları daha da derinleştirecektir."

Avatar
Atilla Diş