Olaf Scholz neden Pekin'e gitti? Almanya ABD ve AB'ye meydan mı okuyor?
Asya Pasifik Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Selçuk Çolakoğlu, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'ün Çin ziyaretini TRHaber'e değerlendirdi. Almanya'nın Çin ile ilişkileri konusunda ABD'den baskı gördüğünü fakat yine de kendi ekonomisine öncelik verdiğini söyleyen Çolakoğlu, yalnızca Almanya'nın değil, bütün G7 ülkelerinin Çin'e bağımlı olduğunu söyledi.
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Çin-Almanya ilişkilerinin geliştirilmesi ve bölgesel konularda Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşmek üzere Pekin'e gitti. Şansölye Scholz, "Çin diktatörü" ile 2 saat görüşebilmek için 23 saat yolculuk yaptığı için Alman medyası ve ABD, Fransa gibi ülkelerden yoğun eleştiri alıyor. Asya Pasifik Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Selçuk Çolakoğlu, Scholz'ün Pekin ziyaretini TRHaber'e değerlendirdi. Şansölye Scholz'ün Çin ziyaretinden duyulan rahatsızlık hakkında konuşan Çolakoğlu, Sholz'ün Çin ziyaretinin tam olarak Batı'ya karşı meydan okuma olarak yorumlanamayacağını söyledi. Almanya'nın kendi ekonomisini öncelikli plana aldığını söyleyen Çolakolu, yalnızca Almanya'nın değil bütün G7 ülkelerinin Çin'e bağımlı olduğunu söyledi.
Asya Pasifik Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Selçuk Çolakoğlu
'PANDEMİ DÖNEMİNDE ALMANYA-ÇİN İLİŞKİLERİNDE DURAĞANLAŞMA OLDU'
Almanya ile Çin ekonomik ilişkileri son derece yoğun. Özellikle pandemi döneminde bu ilişkilerde bir durağanlaşma oldu. Tedarik zincirlerinden yeni yatırımlar, yeni ticaret anlaşmalarına kadar pek çok şey de beklemeye bırakıldı. Özellikle Alman yatırımcıların ve Çinli yatırımcıların karşılıklı ziyaretleri son derece sınırlandı.
'İLİŞKİLERİ NORMALLEŞTİRME AMACI VAR'
Karşılıklı büyük yatırımlar var her iki ülke açısından da. Dolayısıyla bu ziyaretin ilişkileri yani en azından ekonomik ilişkileri normalleştirme amacı anlaşılıyor Almanya açısından. Çünkü son dönemde, özellikle pandemi döneminde başlayan bazı tartışmalar Rusya Ukrayna Savaşı'nın çıkmasından sonra daha da yoğunlaştı.
'BATI DÜNYASI ALMANYA'YA BASKI UYGULUYOR'
Özellikle Çin'in kendi ekonomik üstünlüğünü bir avantaj olarak kullandığını ve bunu uluslararası ilişkilerde, uluslararası politikada bir avantaj olarak kullanmaya çalıştığını görüyoruz. Daha doğrusu bu yönde değerlendirmeler var Batı dünyasında. Ve Batı dünyasındaki değerlendirmelerden hareketle şu anki Almanya hükümetine de bir baskı vardı.
'G7 ÜLKELERİ ARASINDA İLK ÜST DÜZEY ZİYARET'
Ziyaret kısa ama önemli. Çünkü aynı zamanda Çin'e bu son dönemde 20. Çin Komünist Partisi Kongresi'nden sonra ziyaretler arttı. 1-2 gün öncesinde Pakistan Başbakanı Pekin'deydi. Yine aynı şekilde Tanzanya Cumhurbaşkanı da Pekin'e geldi bu son bir hafta içerisinde. Dolayısıyla Olaf Scholz'ün ziyareti G7 ülkeleri ve Batılı ülkeler arasında ilk üst düzey ziyaret olması açısından önemli.
'ALMANYA ÇİN PAZARINDA KAYIP YAŞAMAK İSTEMİYOR'
Almanya açısından Çin, vazgeçilemeyecek kadar önemli bir ülke. Ekonomik olarak Almanya'nın çok büyük yatırımları var. Ve iki ülke birbirinin hem ihracat hem ithalatta ikinci veya üçüncü büyük ticari ortağı. Alman sermayesi de Alman şirketleri de hem pandemi hem Rusya'ya uygulanan yaptırımlar dolayısıyla büyük kayıplara girdi. Dolayısıyla, Çin pazarında da kayıp yaşamak istemiyorlar. Muhtemelen ekonomik öncelikleri olan, ekonomik dengeleri gözeten bir ziyaret olacaktır.
Diğer taraftan Almanya, özellikle Hamburg limanının Çinli liman işletmesi COSCO'ya çoğunluk hissselerinin satılması noktasında revize yaptı. Burada çoğunluk hissesini satmaktan vazgeçti. ABD'nin özellikle bu liman işletmesinin devredilmemesi konusunda uyarıları vardı. Dolayısıyla, burada bir denge politikası güttüğünü söyleyebiliriz.
'ALMANYA KENDİ EKONOMİK ÇIKARLARINI ÖN PLANA KOYUYOR'
Çin'deki görüşmeler, ne yönde seyredecek? Bundan sonraki görüşmeler ne şekilde gerçekleşecek? Bunlar da önemli. Tam bir meydan okuma olarak görülemez ama diğer taraftan Almanya'nın kendi ekonomik çıkarlarının ön plana konulduğunun bir göstergesi olarak da görebiliriz. Çünkü Almanya, hem Avrupa'nın lokomotif ekonomisi hem de aynı anda dünyanın en büyük ihracat yapan ülkelerinden birisi. Alman şirketleri Çin pazarında da sıkıntı yaşarsa ciddi anlamda bir sıkıntıya girebilirler. Dolayısıyla, burada da biraz ekonomik dengeleri gözeten bir öncelik olduğunu söyleyebiliriz.
'PAZARI KAYBETMEMEK İÇİN SİYASİ KONULARDA ÇİN'İ RAHATSIZ ETMİYORLAR'
Çin, tabi özellikle büyük bir ekonomi. Aynı zamanda Çin'in son 20 yılına bakacak olursak, Çin iç pazarı da çok önemli hale gelmeye başladı. Pek çok küresel firmanın Alman otomobil firmaları, Amerikan otomobil firmaları Çin'de çok büyük pazarlar elde etti. Bu küresel düzeydeki karlarının yüzde 10'u, yüzde 20'si, yüzde 30'u gibi rakamlara denk geliyor. Dolayısıyla bu şirketler Çin pazarını kaybetmemek için Çin'in özellikle siyasi konularda hassas olduğu noktalarda Çin'i rahatsız etmemeye çalışıyorlar. Dolayısıyla bu da eleştiri konusu Almanya için Batı kamuoyunda özellikle.
'AMERİKA VE BATI ŞİRKETLERİ DE ELEŞTİRİLİYOR'
Bu durum sadece Alman şirketleri için değil, Amerikan şirketleri ve diğer Batılı şirketler için de eleştiri söz konusu. Çin, kendi hassas olduğu siyasi konularda diğer büyük ticari ortaklarının da hassas hareket etmesini bekliyor. Bu da Batı'da dış politikanın Çin tarafından yönlendirilmesi olarak algılanıyor. Karışılıklı burada tezler var. Dolayısıyla, bunda bir kesin çözüm bulunabilmiş değil.
'G7 ÜLKELERİNİN TAMAMI ÇİN'E BAĞIMLI'
Çin, Amerika'dan sonra dünyanın ikinci büyük ekonomisi. Ve kendisinden sonra gelen Japonya, Almanya ve İngiltere'nin ekonomisinin toplamından daha büyük bir ekonomi. Dolayısıyla Çin, G7 ülkelerinin tamamına yakını ve buna yine G7 ülkesi olmayan Güney Kore'yi de ekleyebiliriz, (dünyanın 10. büyük ekonomisi); Bunların ihracat boyutuyla Çin'e ekonommik bağımlılıkları var. Dolayısıyla bu firmalar, Çin ile ticaretin zarar görmesinden de ciddi olarak etkilenecekler. Bir taraftan rahatsızlık var, Çin'e bu derecek bağımlı olmaktan ama diğer taraftan da Çin'in pazar büyüklüğü açısından vazgeçilmezliği var. Bu konuda karşılıklı tartışmalar devam ediyor.
ÖZEL HABER: Beyza Türkyılmaz