banner2

İran'da artık her şey göstermelik: Halkın 3'te 2'si rejimi desteklemiyor

18 Haziran 2021 seçimleri İran'da sistemin bir çıkmaz sokakta ilerlediğini tüm dünyaya gösterdi. Hamaney destekli yeni Cumhurbaşkanı Reisi, halkın ancak 3'te 1'inin oyunu alabildi.

Dünya 30.06.2021, 16:11 30.06.2021, 19:00
Abone ol
İran'da artık her şey göstermelik: Halkın 3'te 2'si rejimi desteklemiyor

İran'da 18 Haziran'da düzenlenen Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucu, bu makamın artık devlet içerisinde bir gücü kalmadığının ilanı oldu. Seçim, içerdiği veriler itibarıyla adının içerisinde 'cumhuriyet' tabiri geçen her ülkenin bir cumhuriyet ve demokrasi olamayacağına dair hukuk ve uluslararası ilişkiler dersi niteliğinde. 

İran, 1989'da dini lider Ayetullah Humeyni'nin ölümüyle ikinci anayasa sürecine geçiş yaptı. Bu esnada başbakanlık makamı ortadan kaldırıldı. 1989'dan 2021'e kadar görev yapan 4 cumhurbaşkanı (Rafsancani, Hatemi, Ahmedinecad ve Ruhani) ya görev süreleri sırasında ya da sonrasında dini lider Hamaney ile ters düştü. Batı dünyası Hatemi ve Ruhani gibi isimlerin ılımlı ve reformist bir tavır alması yönünde beyhude beklentiler içerisine girdi. Bunlar İran Devrim Muhafızları ile Hamaney'in oluşturduğu güç odağı taarfından 'karşı devrimci' olarak yaftalandı. Ahmedinecad'ın ekonomi çarkını ele geçirerek dini lidere karşı alternatif bir liderlik kurma çabası da yine Hamaney tarafından akamete uğratıldı. Bu tecrübeler, Hamaney'i 'tek adam yönetiminin' gerekliliğine ikna etmiş görünüyor. Son seçimde 'Hamaney'in tetikçisi' olarak tanımlanan İbrahim Reisi'nin seçimi kazanması, artık İran'da cumhurbaşkanlığı makamından reform ya da demokrasi yönünde bir adım gelmeyeceğnin de ilanı oldu. 

18 Haziran 2021 seçimi İran'da sistemin bir çıkmaz sokakta ilerlediğinin ve geleceği olmadığının da verilerini barındırıyor. Bu seçim bugüne kadarki en düşük katılımlı seçim oldu. 59 milyon 310 bin 307 seçmenden ancak 28 milyon 933 bini sandık başına gitti. Yani katılım oranı yüzde 48,8 olarak gerçekleşti. Reisi 17 milyon 926 bin 345 oy aldı. Bir başka ifadeyle Hamaney'in desteklediği aday İran toplumunun ancak yüzde 33'ünün oyuyla bu göreve seçilebildi. 

Seçim sonuçlarıyla ilgili daha trajik bir nokta ise geçersiz oy sayısının 3 milyon 726 bin 870 olması. Geçersiz oylar Reisi'nin karşısına çıkmasına izin verilen 3 adayı geride bıraktı. Reisi'nin ardından en fazla oyu alan Muhsin Rızai Mir Kadir'in aldığı oy 3 milyon 412 bin 712. Bu rakamlar bize artık Tahran'daki yönetimin cumhurbaşkanının meşruiyeti gibi bir kaygısının kalmadığını gösteriyor. Belki bir sonraki adımda Hamaney için cumhurbaşkanının varlığı da geçersiz olacak. 

İran'daki rejimin meşruiyetini içerde ve dışarda tartışmaya açan, cumhurbaşkanlığı makamının ciddiyetini ortadan kaldıran bu sonuç aynı zamanda yıllardır oynanan tiyatro oyununun da son bulmasını sağladı. İran'da cumhurbaşkanı adayı olabilmek için Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin onayını almak gerekiyor. 18 Haziran seçimleri için 592 kişi adaylık başvurusu yaptı. Bunlardan 40'ı dosyalarını tamamlayarak aday adayı olabildi. Adaylığı onaylananlar ise 7 kişiydi. Said Celili, Ali Rıza Zakani ve Muhsin Mihr Alizade son düzlükte yarışı terk etti ya da ettirildi. Bu seçim sürecinin en dikkate değer yanı ise Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin, geçmişten verilen örneklerle, müesses nizamı yani Hamaney ve kliğini tehdit edebilecek adayları nasıl bertaraf ettiğinin ortaya dökülmesi oldu. İran'da cumhurbaşkanı seçiminden anlaşılanın, Hamaney'in adayları arasından Hamaney'in en fazla tercih ettiği kişinin seçilmesi olduğu böylece tescil edildi. 

Muhalefetin bu denli düşük katılımlı bir seçimin verilerinin dahi hileli olduğu yönündeki iddiaları dikkate alınırsa, Tahran'daki rejimin devrimden 42 yıl sonra, İran Devrim Muhafızları ve aileleri çevresinde organize olmuş bir ekonominin rant ortakları arasında sıkışıp kaldığı söylenebilir. 

Devrim ihraç etme rüyası sona eren ve kendi topraklarında kendisine düşman bir halk kitlesiyle kuşatıldığı anlaşılan İran'daki rejmin Irak-Suriye-Lübnan hattındaki Şii eksenini nasıl ayakta tutacağı da artık meçhul. 

Halkın yalnızca üçte birinin rejimi desteklediği ülkede, İsrail'in nasıl olup da rahatça sabotaj ve suikast operasyonları yürüttüğünü de anlamak artık zor değil. 

ABD Başkanı Biden'ın Avrupa gezisi esnasında 'Yeni Atlantik Anlaşması'ndan başlayıp 'Cornwall Konsensüsü' ile devam eden ve NATO'nun 2030 stratejisi içerisinde de yer alan 'demokrasi' vurgusu, İran'ın durumundaki ülkeleri daha fazla terletecek. Göstermelik de olsa sandık kuran, bu esnada halkına yabancılaştığı anlaşılan Rusya gibi ülkeleri de 2022'den itibaren zorlu sınamalar bekliyor. 

KAYNAK: ClashReport

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!