• G.ALTIN

    4.349,99

  • DOLAR

    40,3912

  • EURO

    47,0429

  • BIST 100

    10.366,16

  • BITCOIN

    $117.908

Esad'ın çocuk zindanı! Psikolojik işkencenin merkezi görüntülendi

Esad'ın çocuk zindanı! Psikolojik işkencenin merkezi görüntülendi

Baas rejiminin psikolojik işkence merkezi olan Hava İstihbarat Şubesi görüntülendi. Suriye'de onlarca yıl halka korku salan işkence ve sorgu merkezlerinden Hava İstihbarat Şubesi, devrik Beşşar Esed rejiminin işlediği suçların en önemli kanıtlarını barındıran yerlerden biri olarak kayıt altına alınmayı bekliyor.

Suriye'deki iç savaş sırasında devrik rejimin gösteri yapan çocuk ve gençleri dahi hücrelere koyduğu Hava İstihbarat Şubesi görüntülendi. 

DUVARLARI ANNE HASRETİ KOKUYOR

Suriye halkının korkulu rüyası olan şubede tutsakların alıkonuldukları "kırmızı hücre" ve "siyah oda" olarak adlandırılan küçük bir tuvalet büyüklüğündeki hücrelerin pislik içinde olduğu görüntülendi. 

Binlerce çocuğun hapis tutulduğu zindanların duvarında "baba seni özledim" ve "anne seni özledim" yazıları görüldü. Ayrıca şubede İnsanlık dışı koşullara sahip sorgu merkezindeki koğuşlarda ve tek kişilik hücrelerde yere serilmiş karton parçaları ve battaniyeler bulunuyor.

Çok sayıda eşya ve belgenin yere saçıldığı görüntülenen şubede, kesici aletlerin ve araç gereçlerin varlığı da dikkati çekiyor. Kir içindeki duvarlar ve fayanslar, içerisinde nefes almanın dahi zor olduğu tek kişilik dar hücreler, burada alıkoyulan tutsakların maruz kaldığı insanlık dışı şartları gözler önüne seriyor.

YILLAR ÖNCE TUTSAK EDİLMİŞTİ, ŞİMDİ GÜVENLİĞİNDEN SORUMLU

Suriye'nin başkenti Şam'ın Kabun Mahallesi sakinlerinden Mecideddin Ahmed el-Huşen de henüz lise öğrencisiyken 21 Temmuz 2011'de devrik Esed rejimi tarafından bu şubede tutulan gençlerden sadece birisi

Devrimin ardından yeni yönetimin gelmesiyle  şubenin güvenliğinden sorumlu olan Mecideddin Ahmed Huşen, çocuk yaşta gözaltına alınıp getirildiği ve işkence gördüğü yerle ilgili hikayesini anlattı.

Huşen, Suriye'de halkın 2011'de özgürlük talepleriyle başlattığı barışçıl hareketlere katıldıkları zamanlarda öğrenci olduklarını belirterek, ejimin güvenlik güçlerinin kendisinin de aralarında olduğu bir öğrenci grubunu gözaltına aldığını bildirdi.

Gözaltına alındıktan sonra yaklaşık bir kilometre boyunca sokakta sürüklenerek dövüldüklerini ve Harasta'daki Hava Kuvvetleri İstihbarat Şubesi'ne götürüldüklerini belirten Huşen, burada 2 buçuk ay tutulduktan sonra el-Hatib Şubesi'ne sevk edildiklerini söyledi.

Sözlerine devam eden Huşen, El-Hatib Şubesi'ndeki 8 gün tutulup ardından tekrar Hava Kuvvetleri İstihbarat Şubesi'ne götürüldüklerini belirterek,  o dönemde öğrencilere yönelik çıkarılan af kapsamında serbest bırakıldıklarını  söyledi.

Gözaltına alınma anlarına ilişkin, gözleri bağlanmış ve elleri kelepçeli halde polis aracına bindirilerek şubeye götürüldüğünü ifade eden Huşen, , "Bana yaklaşık 2 metre yürümemi söylediler. Sonrasında bir merdivenin başında durmam gerektiği söylendi ve biri beni itti. Ayağım basamağa değmeden aşağı düştüm" şeklinde konuştu.

Aşağıda yaklaşık 30 kişinin üst üste yığılmış vaziyette beklediğini söyleyen Huşen, bu insanların üzerine düştüğünü anlattı.

Huşen, şubeye getirilen kişilerin gözleri bağlı ve elleri kelepçeli halde tek tek sorgu odasına çağırıldığını, ardından kimlik bilgileri ve üzerlerindeki eşyalar alınarak hücrelere gönderildiklerini belirterek, "suçüstü" yakalandığı iddiasıyla "kırmızı" tecrit hücresine konulduğunu söyledi.

İlk başta 10 kişiydik ama 2 saat içinde aramıza 7-8 yaşlarında iki çocuk dahil 4 kişi daha katıldı diyen Huşen, "Hücrede 14 kişiyle bir metrekarelik alanda tam 7 gün geçirdik. Gün boyunca sadece sabahları tuvalete gitmemize izin vardı. Yemekler plastik tabaklarda veriliyordu" şeklinde konuştu.

"ASIL İŞKENCE PSİKOLOJİK"

Huşen, her gün yaklaşık bir saat süren sorguya götürüldüklerini, o sırada koridorda beklerken gardiyanlar tarafından sebepsizce dövüldüklerini belirterek, asıl işkencenin fiziksel değil psikolojik olduğuna" işaret etti ve bazen bu sorgularda korkuyla isim vermek zorunda kaldıklarını söyledi.

Tutuklamaların keyfi olduğunu belirten Huşen, "Suçla ilgisi olup olmamanız önemli değildi, onların amacı sadece tutuklu sayısını artırıp, subaylara 'Tüm göstericileri yakaladım' diyebilmekti."  ifadelerini kullandı.

Huşen, "Kırmızı hücre"nin ardından "siyah oda" denilen başka bir yere aktarıldığını ifade ederek, burada kendisi gibi reşit olmayan öğrencilerin hücre duvarlarına anne ve babalarına duyduğu özlemi kazıdığını söyledi.

Öğrencilerin duvarlara "baba seni özledim" ve "anne seni özledim" gibi yazılar yazdığını belirten Huşen, "Sistem, yaş ayrımı yapmaksızın herkesi aynı şekilde cezalandırıyordu. Çocuk ya da yaşlı fark etmeksizin herkes aynı muameleyi görürdü." şeklinde konuştu.

Kendisinin de bir gün geri gelirse diye hücre duvarına ismini yazdığını dile getiren Huşen, hapishaneden çıktıktan sonra direnişçilere katıldığını ve "bu zulme karşı mücadele ettiğini" vurgulayarak, nihayet "birçok kişinin bu hapishanelerden kurtarıldığını" kaydetti.

"SURİYE ADELETE DOĞRU İLERLİYOR"

Huşen, eski rejim mensuplarının, uzlaşma anlaşmaları yaparak eski konumlarına dönmesinden endişe duyduğunu belirterek, Suriye'de gelecekte devrik rejimden hiç kimsenin yeniden yönetime gelmemesi gerektiğini söyledi.

Ülkede yeni yönetimden umutlu olduğunu da aktaran Huşen, "Bir mağdurun ülkeyi yönetmesi zaten yeterli. Çünkü bu zat, mazlumları anlayacak. Devrimin evladıydı, devrimi hissetti, kuşatmayı, açlığı ve savaşları yaşadı. Bu nedenle, artık Suriye'de hiç kimsenin haksızlığa uğrayacağını düşünmüyorum. Suriye adalete doğru ilerliyor." diye konuştu.

Avatar
Ozan KOLTUK