Büyük Hadron Çarpıştırıcısı deneyine konu olan 'karanlık madde'ye ilişkin muamma devam ederken bilim adamları okyanus tabanında 'karanlık oksijen'i keşfetti. Bilimsel makaleler yayınlayan Nature Geoscience'da yayınlanan yeni bir çalışma, Pasifik Okyanusu'nun Clarion-Clipperton bölgesindeki keşfe ışık tutuyor.
Buna göre, okyanus yüzeyinin 4 bin metre altında deniz tabanındaki mineral yataklarından kesintisiz biçimde oksijen yükseliyor.
Everest zirvesinin neredeyse yarısı kadar olan derinlikte çalışma yapan ekibe İskoç Deniz Bilimleri Derneği (SAMS) yöneticisi Profesör Andrew Sweetman önderlik ediyor.
Elde edilen bulgular gezegende fotosentezle üretilen oksijenin dışında ek bir oksijen kaynağının daha olduğunu kanıtlıyor.
Bilim dünyası şimdiye dek gezegenin tek oksijen kaynağının bitkiler ve algler gibi fotosentetik organizmalar olduğunu düşünüyordu. Şimdi listeye yeni bir tür eklenmiş oldu: Karanlık oksijen...
Trump'tan dünyayı tedirgin eden açıklama: Öncekilere benzemeyecekKARANLIK OKSİJEN NEDİR?
Pasifik Okyanusu'nda 4,5 milyon kilometrekare alana yayılan Clarion-Clipperton bölgesinde (CCZ), genellikle manganez ve demir içeren polimetalik nodüller adı verilen kömür benzeri mineral kayalar bulunur. Bilim insanları bu nodüllerin fotosentez süreci olmadan oksijen ürettiğini keşfetti.
Deniz tabanının karanlığında oksijen üreten mineraller, bilim insanlarının Dünya gezegeninde yaşamın nasıl başladığına dair görüşlerini de değiştirebilir.
Prof. Sweetman şunları söylüyor:
"Bu araştırmanın diğer bir sonucu da gezegende yaşamın nerede başladığına ışık tutması. Bu keşif, uzun zaman önce başka bir oksijen kaynağının var olduğunu ve aerobik yaşamın veya oksijen soluyan yaşamın fotosentezin yükselişinden önce de devam etmiş olabileceğini gösterdi. Eğer bu bizim gezegenimizde gerçekleşiyorsa, diğer gezegenlerde de gerçekleşebilir mi?"
KARANLIK OKSİJEN NASIL KEŞFEDİLDİ?
Araştırma ekibinin görevi aslında CCZ denilen bölgedeki deniz tabanında organizmaların ne kadar oksijen tükettiğini bulmaktı.
2013 yılında işe koyulan bilim adamları, deniz tabanına robot araç göndererek derinlerdeki oksijen seviyesini ölçtü. 4 bin metre derinlikte oksijenin nasıl 'olmadığını' kanıtlamayı bekleyen bilim adamları, okyanus tabanında oksijen seviyesinin arttığını görünce büyük bir şaşkınlık yaşadı.
Bilim dünyası şimdiye dek, derin okyanusta bulunan oksijenin bitkiler, planktonlar ve alglerin fotosentez sürecini kullanarak ürettiği üst okyanus ve karadan geldiğine inanıyordu. Ölçüm cihazının arızalı olduğunu düşünen Prof. Sweetman, cihazı yeniden kalibre ettirdi ve deneyi yıllar boyunca birkaç kez tekrarladı; ancak sonuç yine aynıydı.
Araştırma ekibi, deney sayısını artırdı ve oksijen üretiminin kaynağının manganez nodülleri olduğunu keşfetti. Bu nodülleri test için gemiye çıkardılar. Bilim insanları ikinci bir şok daha yaşadı: Manganez taşları, AA pilinin eşdeğeri olan bir elektrik yüküne sahipti.
Sözkonusu keşif, bazı minerallerin güneş ışığı kullanmadan da oksijen ürettiğini kanıtlıyor. SAMS Direktörü Nick Owens, "Gezegende fotosentez dışında başka bir oksijen kaynağımızın daha olması, son derece derin sonuçlar ve etkiler doğuruyor" dedi.
Prof. Sweetman, deniz tabanında oksijen ürettiği kanıtlanmış nodüllerin bulunduğu bölgede artık deniz madenciliği için daha dikkatli hareket etmek gerektiğini kaydediyor. Yine de son bulguların başka bağımsız deneylerle doğrulanması gerekiyor.
Yorum Yaz