ABD'nin önde gelen dergilerinden olan Foreign Policy'de geçtiğimiz gün yayınlanan yazıda Türkiye'nin Ukrayna-Rusya savaşına yönelik sergilediği tavır ele alındı.
ABD Milli Savunma Üniversitesi Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nde araştırma görevlisi olan Jeffrey Mankoff imzalı makalede iki ülke arasındaki arabuluculuk rolü övgüyle bahsedildi.
Bir sen eksiktin! Artan İran- İsrail gerilimine Elon Musk'tan ilginç...
İŞGAL ÖNCESİ UKRAYNA İLE ARTAN İLİŞKİLER
Analizde, Ukrayna'nın hem ekonomik hem de stratejik açıdan Türkiye için önemli olduğu vurgulanırken iki ülkenin ticaret hacminin 2021'de 7.4 milyar dolara ulaştığı belirtildi.
Ankara ve Kiev yönetiminin Rus işgalinden 21 gün önce Serbest Ticaret Anlaşması imzaladığı ifade edildi. Türkiye'nin Ukrayna'ya askeri yardım sağladığı özellikle Bayraktar TB2 Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) temin ettiği vurgulandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu ziyaretinde iki ülke, Ukrayna içinde insansız hava aracı üretecek bir fabrika kurma konusunda anlaşmalar yaparak ilişkileri pekiştirdiği belirtildi. Türkiye'nin Karadeniz'deki güvenliği için Rusya'dan bağımsız bir Ukrayna'nın önemine işaret edildi.
Rusya'dan ABD'nin üç ülkeye yardım kararına tepki: 'Daha fazla insan...
RUSYA İLE İHTİYATLI İŞ BİRLİĞİ
Dergide, Türkiye'nin, Rusya'nın misillemesine karşı hassas bir politika izlediğinden bahsedildi. Rusya'nın petrol ve doğal gaz ticaretinden İdlib'deki mültecilere kadar Türkiye'nin çıkarlarına olumlu yanıt verdiği ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işgalin ilk gününden itibaren Rus saldırısının kabul etmediği, "uluslararası hukuka aykırı" olarak nitelendirdiği ve Kırım'ın ilhakını tanımadığı vurgulandı.
Türkiye'den gelen açıklamaların Batı gibi tek yönlü değil de hem Rusya'yı hem de Ukrayna'yı diplomatik bir çözüm bulmaya çağırdığından bahsedildi.
Çatışmaların şiddetlenmesi sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 6 Mart'ta, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmesi yaparak ateşkes, insani koridorun açılması ve barış anlaşması çağrısında bulunduğu belirtildi.
Dubaili zenginlerin yeni aktivitesi: Su basan yollarda jet skiyle tur...
UKRAYNA'YA ASKERİ DESTEK
Bununla sınırlı kalmayan Türkiye ayrıca Ukrayna'ya hem insani yardım hem de askeri teçhizat sağlamaya devam ettiği vurgulandı. Türkiye'nin Montrö'yü yürürlüğe koyarak hem Karadeniz dışındaki Rus savaş gemilerinin bölgeye geçişini engellediği hem de Putin'in işgali meşrulaştırmak için uydurduğu "özel askeri operasyon" tanımını reddettiği ifade edildi.
Rüşvet skandalı: Savunma Bakan Yardımcısı gözaltına alındı
MONTRÖ KARTI
Rusya'nın donanmasının büyük bir kısmının Suriye açıklarında ve Doğu Akdeniz'de görev yaptığı belirtilen makalede, Türkiye'nin Montrö kararının Rusya'nın Karadeniz dışında üslenen gemilerle güçlendirmesini önleyebileceği vurgulandı.
Eğer savaş uzarsa, boğazların Rusya'ya kapatılması Moskova'nın deniz ve amfibi yeteneklerini bozabilecek. Ama buna rağmen Türkiye'nin ihtiyatlı bir şekilde Moskova ile angajman politikasını sürdürmesinden bahsedilerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın savaşın başlamasından bu yana Putin ile birçok kez görüştüğü ifade edildi.
Peş peşe patlama sesleri: Irak'ta Haşdi Şabi karargahına hava saldırısı!
ERDOĞAN'IN DIŞ POLİTİKADAKİ ÇOK YÖNLÜ HAMLELERİ SAYESİNDE TÜRKİYE KÜRESEL BİR GÜÇ OLMA YOLUNDA
Hem Ukrayna hem de Rusya ile ilişkilerinin zarar görmesini engellemek isteyen Erdoğan'ın denge stratejisi makalede böyle anlatıldı:
"Türkiye, Avrupa Birliği üyesi olmadığı için Rusya'ya yönelik AB yaptırımlarına uymak zorunda değildir. Hem bağları koparabilecek hem de kendi ekonomisine zarar verebilecek tek taraflı yaptırımlar uygulamaktan kaçınmıştır. Türkiye, S-400'ü terk etmeyi veya hava sahasını Rus uçaklarına kapatmayı planladığına dair herhangi bir işaret de vermedi. Bu arada Erdoğan, Türkiye'yi arabulucu olarak konumlandırmak için hem Zelenski hem de Putin ile olan bağlarını güçlendirmeye çalışıyor. Türk medyasında çıkan haberlere göre Erdoğan, ABD ve AB'nin mali yaptırımlarını atlatmak için ikili ticareti ruble, altın veya Çin yuanı ile yapmayı önerdi.
Erdoğan yönetimindeki Türk dış politikasının verdiği ipucu, Ankara'yı önemli stratejik özerkliğe sahip bölgesel bir güç olarak konumlandırmak olmuştur. Türkiye'nin AB'ye katılma çabalarının fiilen başarısız olması ve son yıllarda hem Washington hem de Brüksel ile artan gerilimlerle birlikte, Erdoğan sadece Putin'in Rusya'sı ile yakınlaşmıyor, aynı zamanda Ortadoğu, Afrika ve başka yerlerdeki yeni ortaklara ticari yumuşak gücünü ulaştırıyor.
Erdoğan'ın giderek artan bu küresel ayak izi kârlı olmasının yanında ABD'nin daha ölçülü bir yaklaşım izleme niyetini belirttiği bir zamanda Türkiye'yi küresel bir güç olarak görme konusundaki iddialı vizyonunu güçlendiriyor."
İsrail hapishanelerinde şiddet, taciz, tecavüz: Filistinli mahkum böyle isyan etti:...
RUSYA HAYDUT DEVLETE DÖNÜŞTÜ, BU TÜRKİYE'NİN İŞİNİ ZORLAŞTIRIYOR
Türkiye'nin Rusya'ya yakın olması NATO'nun güvenlik açıklarını gidermeye yardımcı olmadığı belirtilerek, "Gerçekten de, Rusya'nın revizyonizmi terk edip haydut bir devlete dramatik dönüşümü, artık NATO müttefikleriyle, özellikle de ABD ile olan anlaşmazlıkları düzeltmek için eskisinden daha fazla fırsata sahip olan Türkiye için önemli bir belirsizlik oluşturuyor." ifadeleri kullanıldı.
The Jerusalem Post'tan yalanlama: İran'a düzenlenen saldırıyı İsrail gerçekleştirmedi!
ANKARA, AYNI ZAMANDA ABD VE İSRAİL İLE İLİŞKİLERİNİ DÜZELTİYOR
Son olarak ABD Başkanı Joe Biden'ın göreve başlamasından bu yana Ankara'nın Washington ile ilişkileri iyileştirme çabasına vurgu yapılarak, "Türkiye, Karadeniz'deki ve çevresindeki NATO tatbikatlarında görünür bir rol üstlendi, ABD'nin Türkiye'nin iç siyasetine müdahalesine ilişkin agresif açıklamalarından geri adım attı ve ABD'nin önemli müttefiki İsrail ile bağlarını düzeltmeye başladı." denildi.
