İsrail polisi tarafından yapılan açıklamada, 6 firariden ikisinin kuzeydeki Nasıra kentinin güney batısında yer alan El-Kafza Dağı çevresinde yakalandığı ifade edildi.
Açıklamada daha fazla bilgi paylaşılmadı.
Filistin basınında yer alan haberlere göre, yakalanan iki kişinin Filistin İslami Cihad Hareketi mensubu Yakub Mahmud Kadri ile Mahmud Abdullah el-Arıda olduğu belirtildi.
Güney Kore iPhone telefonu yasakladı: Gözetliyor, kaydediyor, yayınlıyor
1 AİLE POLİSE İHBAR ETTİ
İsrail basınındaki haberlere göre, söz konusu iki firarinin İsrail polisine direnmeyerek teslim oldukları ve yanlarında bazı gıda maddelerinin bulunduğu kaydedildi.
Aynı zamanda haberde, iki Filistinlinin iki gündür Nasıra kırsalında göründükleri ve bazı ailelerden yemek istedikleri belirtilerek, bir ailenin şüphelenmesi üzerine polise ihbarda bulunduğuna dikkat çekildi.
Soykırımcı İsrail'den Gazze'yi ortadan bölen koridora operasyon
AİLELERİ GÖZALTINA ALINMIŞTI
Siyonistler tüm aramalara rağmen kaçan mahkûmları bulamayınca ailelerini gözaltına almıştı.
Batı Şeria ve Gazze halkına bayram sevinci yaşatan kaçış öyküsünün ardından fanatik Yahudi eylemciler Kudüs sokaklarında Müslümanları tahrik için gösteriler yaptı. 'Araplara ölüm' sloganları atan gruba Tel Aviv polisi de destek verdi.
İran'ın İsrail'e yönelik operasyona verdiği isim belli oldu: Hakiki Söz
HAPİSHANEDEKİ TUTSAKLAR BAŞKA CEZAEVİNE NAKLEDİLDİ
Batı Şeria kuzeyinde, İsrail işgali altındaki çöl bölgesinde bulunan ve Ürdün sınırına 14 kilometre uzaklıktaki Gilboa Hapishanesi, sansasyonel firarın ardından boşaltıldı. Hapishanedeki tutsaklar başka cezaevlerine nakledildi. Siyonist yönetim 6 mahkûmun nasıl olup da hücrelerindeki lavabonun altından delik açarak fark ettirmeden tünel kazıp kaçabildiklerini araştırıyor.
Fetih Hareketi'nin silahlı kanadı El-Aksa Şehitleri üyesi Zekeriya ez-Zebidi ile İslami Cihad Hareketi mensubu Yakub Nufeyat, Muhammed Kasım el-Arıda, Yakub Mahmud Kadri, Eyhem Fuad Kemamci ve Mahmud Abdullah el-Arıda, cezaevinde kaldıkları koğuşta lavabonun altında bir delik açarak bunu 10 metrelik bir tünele çevirmiş ve 5 Eylül'ü 6 Eylül'e bağlayan gece saat 01:30 sularında firar etmişti.
İsrail'in kaçan Filistinlileri bulamayıp büyük bir çaresizlik içinde mahkûmların ailelerini gözaltına alması bölgede gerilimi artıracak gibi görünüyor. Bazı Yahudiler ise firar sonrası polisin giriştiği hukuksuz operasyonları 'yönetimin yaşadığı şokun bir yansıması' olarak görüyor. Çünkü 'çelik kasa' olarak da adlandırılan Gilboa'dan şimdiye dek hiç kimse kaçmayı başaramamıştı.
İşgalci devlet, 'çok tehlikeli' olarak gördüğü mahkûmları ülkede sıkı güvenlikli olan 5 ayrı hapishanede tutuyor. Bu cezaevlerinden biri olan Gilboa, 2004 yılında yerleşim bulunmayan bir bölgeye, İbn Amr Ovası'na kurulmuştu. Düz bir alan olduğundan ötürü cezaevine yaklaşan herhangi bir canlı çok uzaktan bile görülebiliyor.
23 dönümlük araziye kurulu hapishanenin kapalı alanı 12 bin metrekare. 600 esirlik kapasiteye sahip binalar, izole edilmiş kanatlar sayesinde koridorlarla merkez binaya bağlanacak şekilde inşa edildi. Tutsakların çoğu müebbet ya da uzun süreli hapis cezasına çarptırılanlardan oluşuyor.
Alınan bilgiye göre Gilboa'nın yerinde daha önce Şadah Hapishanesi bulunuyordu. Ancak özellikle intifadalar sonrası içerdeki mahkûm sayısı arttığı için cezaevi genişletildi ve Gilboa Hapishanesi böyle ortaya çıktı. Tünel kazarak kaçma girişimleri daha önce de vukû buldu ancak mahkûmların hiçbiri 5 Eylül 2021'e kadar bunu başaramamıştı.
Hapishanenin her noktası kameralarla donatılmış durumda ve çevrede ise 7 metre yüksekliğinde duvarlar var. Ayrıca duvarın iç tarafında onlarca bekçi köpeği bulunuyor. Bunun yanında cezaevi yönetiminin cep telefonu görüşmelerini engellemek için sinyal kesici koydurduğu ve buraya kaçak yolla sokulan mobil cihazları engellemeyi amaçladığı biliniyor.
Ancak tüm bu önlemlere rağmen Filistinli 6 mahkûmun kaçmayı başarması, son dönemde bölgedeki Müslümanları moralini artıran en önemli gelişme oldu. Yaşananlar, işgalci İsrail'in uğradığı şoku daha uzun bir süre üzerinden atamayacağını gösteriyor.
