Biden'ın onayı sonrası Ukrayna'dan Rusya topraklarına ilk ATACMS saldırısı

2022 yılında başlayan ve ne zaman sona ereceği belli omayan Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, uzun menzilli Amerikan füzeleri kullanmak için Ukrayna'ya gerekli izni verdi.

Ülkeye Amerikan yapımı uzun menzilli ATACMS taktik füze sistemleri konuşlandırılacak. ATACMS (Army Tactical Missile System), bir taktik balistik füze sistemi. Bu sistem, kara kuvvetleri tarafından düşman hedeflerini yüksek hassasiyetle vurma amacıyla kullanılıyor.

Başkanlık görevini 20 Ocak'ta Donald Trump'a devredecek olan mevcut Başkan Joe Biden, Kiev yönetiminin uzun menzilli füze kullanma taleplerini aylardır reddediyordu. Ancak Rusya'nın Kuzey Kore askerlerini cephe hattında konuşlandırması sonrası Joe Biden'ın fikrini değiştirmiş olabileceği konuşuluyor.

İLK ATACMS ATEŞLENDİ

ABD'nin Ukrayna'nın uzun menzilli füze kullanma talebini kabul etmesinin ardından Zelenski'nin ordusu, ilk hamlesini yaptı. Ukrayna ordusu, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin ABD silahlarının uzun menzilli saldırılarda kullanılmasına izin vermesinin ardından Rusya'nın Karaçev kentindeki bir cephaneliği vurdu. Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı hedef bölgede 12 ikincil patlama ve infilak kaydedildiğini bildirdi.

ZELENSKI: FÜZELER KONUŞACAK

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski de kararın ardından yaptığı konuşmada bundan sonra füzelerin kendi adına konuşacağını söyledi. Ukrayna lideri açıklamasında ''Bu tür şeyler kamuoyuna duyurulmaz, füzelerin kendisi konuşur" ifadelerini kullandı.

MEDVEDEV: DÜŞMANIN ELİNDE NE KADAR FÜZE BULUNDUĞU ÖNEMLİ DEĞİL

Öte yandan Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, Telegram kanalından yaptığı açıklamada, ABD'nin, Ukrayna'ya tedarik ettiği uzun menzilli silahların Rusya topraklarında kullanımına izin verdiği yönündeki iddiaları değerlendirdi.

Bu füzelerin Ukrayna'nın savaştaki eylemlerine katkıda bulunmayacağını belirten Medvedev, şunları kaydetti;

"NATO'ya ait uzun menzilli taktik balistik ve seyir füzelerinin Rus topraklarına karşı kullanımına kimin ne zaman karar verdiği önemli değil. Bu tür füzeleri ülkemize karşı kullanma girişimleri daha önce de oldu. Düşmanın elinde ne kadar füze bulunduğu da önemli değil."

''ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI OLUR''

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in daha önce "Ukrayna'nın Rus topraklarına saldırmasına izin verilmesinin NATO ülkeleri, ABD ve Avrupa ülkelerinin Ukrayna'daki savaşa katılması anlamına geleceği" yönünde açıklama yaptığını anımsatan Medvedev, "Önemli olan, Başkanımızın söyledikleri. Bunun sonucunda nükleer caydırıcılık doktrininin yeni versiyonu onaylandı. NATO’ya ait füzelerin bu şekilde kullanılması, ittifak ülkelerinin Rusya’ya karşı saldırısı olarak nitelendirilebilir. Bu durumda Kiev’e ve nerede olursa olsun NATO unsurlarına kitle imha silahlarıyla misilleme yapma hakkı doğuyor. Bu da 3. Dünya Savaşı olur." ifadelerini kullandı.

''BIDEN ZARİF BİR ŞEKİLDE ÖLMEYE KARAR VERDİ''

ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin bilinçli olarak gerginliği artırdığını ve bununla Başkan seçilen Donald Trump ekibinin uğraşmak zorunda kalacağını belirten Medvedev, "Belki de yaşlı Biden insanlığın önemli bir kısmını yanına alarak zarif bir şekilde ölmeye karar verdi." ifadesini kullandı.

NÜKLEER SİLAH ONAYLANDI

Biden'ın füze kararı sonrası harekete geçen Rusya Devlet Başkanı Putin, ülkesinin balistik füze saldırılarına uğraması halinde buna nükleer silahla yanıt verilmesine olanak tanıyan doktrini onayladı. Buna göre, Moskova'nın taktik ya da stratejik ölçekte atom bombası kullanması için başka devletlerin nükleer silahlı saldırıda bulunmasına gerek kalmadı. 

Putin’in imzaladığı kararnameye göre, Rusya’nın nükleer silahların kullanım şartlarının belirlenmesine ilişkin koşullarda bazı güncellemelere gidildi.

Söz konusu doktrinde, bir ülkenin, nükleer silah sahibi başka bir ülke desteğiyle Rusya topraklarına balistik füze saldırısı yapması durumunda Rusya’nın nükleer yanıt vermesine olanak verilirken insansız hava araçları veya savaş uçaklarıyla yapılan saldırılar da bu kapsama alındı.

Rusya’ya bir ittifak üyesi tarafından saldırganlık yapılması da yine nükleer yanıt verilebilecek bir gelişme şeklinde tanımlanırken söz konusu ülkenin bağlı olduğu tüm ittifak üyeleri da olası saldırganlığın tarafı sayılacak.