Kapaklarıyla her dönem tartışma konusu olan The Economist dergisinin savaş kapakları Batı’nın bencil dünyasına sadece bir örnek. Irak’ta yüzbinlerce insanın öldürülmesi, şehirlerin imhası bile gerekli savaş olabiliyor. Batıya duyulan ve kitlelerin bilinçaltında büyüyen en büyük öfke belki de bu.
Kendi çıkarına ise, ırkçı zihnine uygunsa, bir ülke talan ediliyorsa ve bu ülkenin zenginliği Batı’ya akacaksa o savaş gereklidir. İnsanları renkli gözlü ve beyaz değilse, başka bir medeniyete aitse, özellikle de Müslümansa o savaş meşrudur.
Yıkım, imha, kitle katliamları meşrudur. Soykırım yaparlar bunu özgürlük, medeniyeti kurtarmak olarak pazarlarlar.
Siyasetle, medya ile, diplomasi ile, STK’lar ile, PR ajanslarıyla ve Batılı zihinlerle o savaş normalleştirilir, haklı hale getirilir. Zihinler iğfal edilir, dünya Batılı söyleme teslim olur. Küresel saltanat böyle devam eder gider.
Ama o savaş Batı’yı tehdit ediyorsa, çıkarlarına zarar veriyorsa, o ülkelerin zenginliği ve kaynakları ele geçirilemiyorsa, saldırıya uğrayan Avrupalı, beyaz, renkli gözlü ise o savaş gayri meşrudur.
Dünyayı ayağa kaldırırlar, vicdanlara hükmederler, kitleleri baskı altına alırlar, medya ve iletişimle insanları seferber ederler, kahramanlar üretirler, efsaneler oluştururlar, bütün dünyayı kendilerini savunmaya, çıkarlarına korumaya formatlarlar.