Başkanlar değişir, ABD'nin gerçek sahipleri değişmez: İşte Donald Trump'ın siyonistlerden kurulu yeni soykırım ekibi
Kabinesinin yarıdan fazlası Yahudilerden oluşan ve Gazze'de soykırım yürüten Joe Biden, Beyaz Saray'ı daha ateşli bir ekibe devrediyor. Donald Trump "Savaşları sona erdireceğim" dese de, oluşturduğu kadro tam tersini söylüyor. Marco Rubio, Pete Hegseth, Mike Waltz, Elise Stefanik, Kristi Noem, Mike Huckabee ve Tulsi Gabbard, İsrail kabinesindeki faşist bakanları aratmıyor.
ABD'de başkanlar değişse de Beyaz Saray'ın gerçek sahipleri hep aynı kalıyor. 2020 Kasım'ındaki seçimlerin ardından iktidara gelen Joe Biden, kabinenin yarıdan fazlasını Yahudilerden oluşturmuştu. Yahudi olmayanlar ise benimsedikleri politikalarla siyonistleri aratmadı.
Bu tuhaf realite Donald Trump'ın ikinci döneminde de değişmedi. 'Amerika First' (Önce Amerika) diyerek iktidara gelen Trump'ın 4 yıl boyunca birlikte çalışmayı tasarladığı ekip, dünyayı siyonistlerin merkezinde bulunduğu kıyamet senaryosuna götürecek gibi görünüyor.
Trump'ın kabine üyesi seçimlerinde AIPAC etkisi açıkça görülüyor. ABD Kongre üyelerini fonlayan, seçilmiş senatör ve vekillerin her hareketini takip edip onları yönlendiren AIPAC (Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi), Trump'ın yanına kimleri alacağına karar veriyor.
MARCO RUBIO: DİRENİŞÇİLER VAHŞİ HAYVAN
AIPAC başta olmak üzere Yahudi lobileri tarafından desteklenen Florida Senatörü Marco Rubio, büyük olasılıkla ABD'nin yeni dışişleri bakanı olacak.
Rubio, İsrail'in Gazze soykırımını hararetle savunuyor. Filistinli direnişçilerini 'vahşi hayvanlar' olarak niteleyen Rubio, Batı Şeria ve Gazze'de kaç bin sivilin öldürüldüğünü umursamıyor.
SİYONİST FANATİK HEGSETH: TANRI İSTİYOR
İsmi ABD Savunma Bakanlığı için geçen FOX TV sunucusu Pete Hegseth ise Irak ve Afganistan işgallerine katılmış eski bir işgalci asker. Siyonizmi 'vatansever Amerikalıların ideolojisi' olarak tanımlayan Hegseth, kolunda Birinci Haçlı Seferi'nin sloganı 'Deus Vult' (Tanrı İstiyor) dövmesiyle dolaşıyor.
"Siyonizm ve Amerikancılık, Batı medeniyetinin ve özgürlüğün ön cepheleridir" sözleriyle ünlü Hegseth'in göğsünde ise bir 'Kudüs Haçı' dövmesi bulunuyor.
MIKE WALTZ: ASKER ÇEKERSEK IŞİD CANLANIR
Trump kabinesinde kendini siyonizm için feda etmeye hazır tek fanatik Hegseth değil. Yeni dönemde ABD'nin Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapması beklenen Mike Waltz, İsrail hizmetkârları arasında başı çekiyor.
Amerikan ordusunun özel kuvvetlerinde görev yapmış eski asker Waltz, İsrail'i sözde 'vaat edilmiş toprak' hedefine ulaştırmayı amaçlayan eylemlerin sıkı bir destekçisi olarak tanınıyor.
Waltz, 2019 yılında Türk ordusunun İsrail aparatı PKK/YPG'ye büyük darbe vurduğu Barış Pınarı Harekâtı'na en büyük tepkiyi gösteren isimlerden biriydi.
Temsilciler Meclisi'nde AIPAC destekli Florida milletvekili Waltz, PKK terörünü meşrulaştırmak için IŞİD/DEAŞ retoriğini savunuyor. ABD'nin Suriye ve Irak'tan asker çekmesi halinde IŞİD'in yeniden canlanacağını ileri sürüyor.
STEFANIK: MÜSLÜMAN ŞEYTANLAR BİZE DE SALDIRACAK
Trump'ın Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi olarak atayacağı Elise Stefanik de Amerika'daki Yahudilerden bile daha fanatik bir siyonist. AIPAC desteğiyle New York milletvekili olarak Temsilciler Meclisi'ne giren Stefanik, İsrail'i eleştiren Amerikalılara tahammül edemiyor.
Öğrencilerinin soykırıma karşı eylem yaptığı üniversitelerde faturayı rektörlere kesen Stefanik, akademisyenlerin kovulması ve rektörlerin görevden alınması sürecinde başrolü oynayanlardan biriydi.
İsrail'e direnen Müslümanları 'şeytan' olarak tanımlayan Stefanik, Hamas'ın 7 Ekim'e benzer bir eylemi ABD topraklarında da gerçekleştirebileceğini savunuyor.
KRISTI NOEM: İSRAİL'İ ELEŞTİRMEK YASAKLANSIN
Donald Trump'ın 'İç Güvenlik Bakanı' olarak atamayı düşündüğü Güney Dakota Valisi Kristi Noem ise İsrail hizmetkârlığında diğerlerini aratmıyor.
Yahudileri 'Tanrının seçilmiş milleti' olarak tanımlayan Noem, Amerikalıların İsraillileri korumasının dinî bir yükümlülük olduğuna inanıyor. Noem, ABD topraklarında İsrail'i eleştirmeyi suç sayacak bir yasanın hayata geçirilmesini istiyor.
MIKE HUCKABEE: FİLİSTİNLİ DİYE BİR ŞEY YOK
Trump'ın İsrail'e büyükelçi olarak atamayı düşündüğü Mike Huckabee ise Filistin toplumunun varlığına bile inanmıyor.
Batı Şeria topraklarını 'Judea ve Samaria' olarak tanımlayan eski Arkansas Valisi Huckabee, 'yerleşimci' adı altındaki Yahudi istilacılara da şu sözlerle sahip çıkıyor:
"Yerleşim yeri diye bir şey yok, oralar topluluk, mahalle ve şehirdir. İşgal diye bir şey de yok. Oranın adı Judea ve Samaria..."
TULSI GABBARD: ERDOĞAN BİR DİKTATÖR
Trump, Amerikan istihbarat kurumlarının çatısı durumundaki Ulusal İstihbarat Direktörlüğü görevine ise Tulsi Gabbard'ı getirecek. Samoa asıllı Hint-Amerikalı Gabbard, Havai Ulusal Muhafızı sıfatıyla Irak işgaline katılan ABD askerleri arasındaydı.
Bir dönem Temsilciler Meclisi'nde görev yapan Gabbard, Türkiye'nin 2020 yılında Suriye'deki İran destekli örgütler, Hizbullah üyeleri ve Esed rejimine yönelik operasyonlarına bile karşı çıkmıştı.
Gabbard, "Türkiye'nin Erdoğan'ı bizim dostumuz değil. O dünyanın en tehlikeli diktatörlerinden biri. ABD hükümeti ve medyası bu İslamcı megalomanyağa ve onun el-Kaide ortaklarına yardım etmesi sözkonusu olamaz" demişti. Gabbard, Suriye muhalefetini Amerikan istihbaratına hizmet etmiyorlar dile 'el-Kaide' sıfatıyla yaftalamaya çalışıyor.
Seçimi kazandıktan sonraki ilk açıklamasında "Savaşları sona erdireceğim" diyen Donald Trump, meydana getirdiği kabineyle tam tersi işaretler sunuyor. Trump'ın kabinesi istisnasız biçimde, 'Tanrıyı kıyamete zorlamak' için dünya savaşı çıkarmaya hevesli Evangelist-siyonistlerden oluşuyor.