ABD ve Rusya PKK'yı korumak için ortak devriyeye başladı!
Suriye'nin doğusundaki Deyrizor ilinde PKK/YPG baskısına başkaldıran aşiretler ile terör örgütleri arasındaki çatışmalar devam ediyor. Bölgede hezimete uğrayan PKK'nın imdadına ise ABD ve Rusya yetişti. ABD ve Rusya YPG terör örgütüne destek için Suriye’de ortak devriyeye başladı.
Terör örgütü PKK/YPG'nin Deyrizor Askeri Meclis grubunun lideri Ahmed el Habil'i alıkoymasının ardından 27 Ağustos'ta patlak veren çatışmalar, diğer aşiretlerin desteğiyle büyüdü. Farklı aşiretlerin desteğiyle diğer illere sıçrayan çatışmalarda 33 köy terör örgütü PKK/YPG'den kurtarıldı.
ÖRGÜTE ABD DESTEĞİ
Terör örgütünün baskısı altındaki Arap aşiretlerinin Deyrizor'da PKK/YPG'ye karşı başlattığı operasyonlar, Haseke ve Rakka illeri ile Halep'in Münbiç ilçesi kırsallarında sürüyor. PKK'ya açık desteğini bildiren ABD ayrıca terör örgütü Arap aşiretlerine karşı kullanmaları için ABD yapımı silahlar ve askeri araçlar temine ediyor.
PKK İÇİN ORTAK DEVRİYE
Arap aşiretlerinin PKK'yı bölgeden uzaklaştırması Rusya ve ABD'yi rahatsız etti. ABD ve Rus askerleri aşiretlere karşı hezimet yaşatan PKK’ya destek için ortak devriyeye başladı.
ÇATIŞMALAR NEDEN ÇIKTI?
Deyrizor’da başlayan çatışmalar öncekilerden bir hayli farklı. Yerel kaynaklar ve uluslararası haber ajanslarının aktardığına göre olaylar, terör örgütünün sözde Deyrizor Askeri Konseyi Komutanı Ahmed el-Habil Ebu Havle’yi gözaltına alması ve görevinden azletmesinin ardından başladı.
ÇATIŞMALARIN PERDE ARKASI
Çatışmaların çıktığı bölgeler, aynı zamanda yer altı kaynakları bakımından da en zengin alanlar olarak biliniyor. Öyle ki, terör örgütü yalnızca çoğunluğu Arap olan bir bölgeyi işgal etmiyor. Deyrizor’un yer altı kaynakları da ABD ve terör örgütü tarafından kullanılıyor. ABD güçleri, bölgede özellikle Ömer Petrol Sahası’ndaki bir üste konuşlu durumda.
Suriye’de Fırat Nehri'nin doğusunda yer alan petrol sahaları üzerindeki işgalini sürdüren PKK/YPG, Rumeylan ve Deyrizor’daki petrolü çeşitli ülkelerdeki yabancı şirketlere ve Esed rejimine satıyor.
PKK’lı teröristlerin yöneticilik yaptığı şirketler, Suriye’deki petrol sahalarını işgal ederken, PKK/YPG’ye bağlı olan Cezire Petrol Şirketi, PKK/YPG’ye gelir sağlamak için Suriye’deki petrolü satıyor. Terör örgütünün olduğu bölgelerde petrol arama ve üretim işlerini yürüten çok sayıda şirket de Cezire Petrol Şirketi’ne bağlı bulunuyor. Öte yandan Suriye'de ülke petrol kaynaklarının yaklaşık yüzde 90'nına ipotek koyan PKK/YPG'li teröristler, işgal ettikleri bölgelerde yaşayan halkı zor durumda bırakıyor.
Rumeylan gibi zengin petrol sahalarının bulunduğu Haseke ili de yakıt krizinin yaygın olduğu PKK/YPG işgalindeki bölgelerin başında geliyor.
HAKAN FİDAN'DAN ABD'YE ÇAĞRI
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Suriye'de Arap aşiretlerin YPG işgaline başkaldırması öngördüğümüz bir husustu. Bizim Suriye politikamızın bir ayağı da herkesin toprağında yaşaması, kimsenin bir başka grubun boyunduruğu altına girmemesiydi. ABD destekli YPG'nin Arap topraklarını işgale başlaması bunlara neden oldu. YPG terörü birgün ortadan kalkacak ama ABD ve PKK'nın Kürtler ve Araplar arasına diktiği tohumların rehabilitasyonu uzun yıllar alacak." ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN DEYRİZOR YORUMU
Soçi dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Deyrizor'da yaşanan gelişmeler hakkında, "Arap aşiretler, oraların gerçek sahipleridir. Ne PKK ne YPG buraların sahibi değil, bunlar sadece terörist" ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan ayrıca, "(Arap aşiretlerle PKK/YPG'li teröristlerin çatışması) Doğrusu konuyu Sayın Putin açmadı. Ben şöyle kısa bir özet açtım ve Suriye'deki bu gelişmelerde PKK'ya YPG'ye karşı artık Arap aşiretlerin bir bütün haline geldiğini, hatta şu anda katılımın artmasıyla Arap aşiretlerin güçlendiğini görüyoruz. Sayın Putin de bölgenin sahipleri olarak Arap aşiretlerinin bir araya gelerek, terör örgütüne karşı mücadele vermesinin önemli olduğunu söyledi.Şu anda yaşanan, Arap aşiretlerinin birlik, beraberlik içerisinde kendi topraklarına sahip çıkma hamlesidir, adımıdır. Bu bakımdan yaşananları önemli buluyorum. Arap aşiretler oraların gerçek sahipleridir. Oraların gerçek sahipleri bu terör örgütleri değildir. Ne PKK ne YPG buraların sahibi değil, bunlar sadece terörist. Aşiretlerin bir araya gelmek suretiyle PKK'ya, YPG'ye karşı koydukları tavır, haysiyetli bir onur mücadelesidir. Hem millidir hem yerlidir." demişti.
"MUHATAP ÜLKELERE UYARI YAPTIK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör örgütünün bölge halkı için ne kadar büyük bir tehlike olduğu bir kez daha görülmüştür. Bir terör örgütünü başka bir terör örgütüyle yok etmenin de mümkün olmadı umarım görülmüştür. Terör örgütü PKK/YPG'nin, terör faaliyetleriyle bölge halklarına yaşam hakkı tanımadığını, bu örgütlere destek veren ülkelerin görmesi gerekir. ABD ve Rusya'ya PKK/YPG'nin terör faaliyetleri ve ülkemizi tehdit eden faaliyetlerine yönelik bilgilendirmeleri sürekli yapıyoruz. Deyrizor'daki petrolün kontrolü için bu terör örgütünün yapmayacağı katliam, terörist faaliyet yoktur. Bu konuda muhatap ülkelere gerekli uyarılarımızı yaptık, yapıyoruz. ABD'nin bu terör örgütüne yaptığı mühimmat ve silah yardımının bölgenin huzuruna hizmet etmediği görüldü. Terör örgütüne verilen her silah, bölgede akan kanın sürmesine, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün bozulmasına hizmet etmektedir." demişti.